- (2013) Volume 7, Issue 4
Şakir Çınar1*, Ramazan Küçükkara1, İsmet Balık2, Hıdır Çubuk3
1Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Eğirdir birimi köprübaşı mevkii 32500 Eğirdir-Isparta
2Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi, Fatsa, Ordu
This paper was conducted to identify fish species, to see distribution of fish commecial fishing and to determine species composition between January 2006 and December 2006 in lake Ulua-bat (Apolyont). Totally 21 fish species belong to 9 families were identified. These species were Cyprinus carpio (Linnaeus, 1758); Carassius gibelio (Bloch, 1782); Vimba vimba (Linnaeus, 1758); Alburnus alburnus (Linnaeus, 1758); Blicca björkna (Linnaeus, 1758); Scardinius erythrophthalmus (L., 1758); Rutilus rutilus (L., 1758); Barbus plebejus Bonaparte, 1832; Tin-ca tinca (Linnaeus, 1758); Chalcalburnus chalcoides (Güldenstaedt, 1772); Siluris glanis Lin-naeus, 1758; Esox lucius L., 1758; Alosa maeotica (Grimm, 1901); Mugil cephalus L., 1758; Sygnathus sp. L., 1758; Anguilla anguilla (Linnaeus, 1758), Knipowitschia sp. (Iljin,1927); Rhodeus sericeus (Jordan & Thompson 1914); Pseudorasbora parva (Temminck&Schlegel, 1846); Gobius fluviatilis Pallas, 1811 and Cobitis sp. L., 1758. In addition Astacus leptodacty-lus Esch. 1823 from the crustacea was identified in this lake. The relative abundance of B.björkna (7.97) was higher than the other species. This species was followed by C. gibelio (.54), R.rutilus (.77) ve E.lucius (.40). The relative abundance of highly economic species were found to be %2.83, %0.13 and %0.07 for C.carpio, M.cephalus and S.glanis, re-spectively. In addition, it was determined that a total of 642 500 kg fish were caught in Lake Uluabat in 2006.
Lake Uluabat, Fish fauna, Identification, Species composition, Catch, Catch quantity
Türkiye’nin toplam yüzölçümü 780 000 km2’dir. Baraj ve doğal göl 10 400 km2’dır (DSİ, 2008). Bu sularımızda 26 familya ve 236’dan fazla türün yaşadığı bilinmektedir( Kuru, 2004).
Ülkemizde bulunan pek çok su kaynağı özel-likle Sander lucioperca Bugustkaya & Naseka, 1996 ile balıklandırılmış, son zamanlarda da Tin-ca tinca L., 1758 ve Carassius gibelio (Bloch, 1782) gibi türler ile balıklandırılmaktadır. S. lu-cioperca ile balıklandırma sonrası pek çok gölde bazı endemik türlerin nesilleri tükenmiştir.
Gelişmekte olan pek çok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de balık stoklarının iyi yönetil-mediği söylenebilir. Bunda, ekonomik ve sosyal sorunların yanısıra politik etkiler de rol oynamak-tadır. Gelişmiş ülkelerde iç sularda stok stratejile-ri daha çok tür çeşitliliği ve sportif amaçlı balık-çılığın geliştirilmesi üzerine kurulmuştur(Cowx 1998). Ülkemizde ise sportif avcılığın dışında küçük balıkçı tekneleri kullanılarak yapılan ticari avcılık yapılmaktadır. Göllerde, tür çeşitliliğinin sürdürülebilir hale getirilebilmesi için balık popu-lasyonlarının çok iyi izlenmesi gerekmektedir. Marmara Denizi ile bağlantısı da bulunan bu göl balıkçılığıyla ilgili olarak bu güne kadar çok az sayıda araştırma yapılmıştır. Yapılan çalışmalar genellikle balık biyolojisi yada su kirliliği üzerine yapılmıştır. Göl balıkçılığı üzerine Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından 1999 yı-lından itibaren düzenli çalışmalar yapılmakta-dır(Balık ve Çubuk, 2002; Çubuk vd. 2000-2001; Çınar vd., 2008) Göldeki balıkçılık politikası daha çok balıkçıların görüşleri ve yapılan gözlemler doğrultusunda yönlendirilmiştir. Bu nedenle, bu çalışmada elde edilen sonuçların göl balıkçılığının mevcut durumunun değerlendirilmesi ve daha sonraki dönemlerde yapılacak çalışmalara temel oluşturması bakımından önemlidir. Özellikle predatör türlerin bulunduğu göllerde balık türlerinin çok iyi izlenmesi gerekmektedir. Uluabat (Apolyont) Gölü'nde yapılan bu çalışma ile bu gölde bulunan balık türlerinin tür tespitleri yapılmış, total biyokitlenin ve yıllık av miktarının tür kom-pozisyonu incelenmiştir.
Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan Uluabat Gölü, Uluabat Deresi vasıtasıyla Marma-ra Denizi ile bağlantılıdır. Gölün toplam yüzey alanı 116 km2 olan gölün derinliği 2-3 m arasın- da, deniz seviyesinden yüksekliği 8-10 m kadar-dır (Anonim, 1998; Aksoy, 2002). Araştırma için seçilen örnekleme noktaları Gölyazı köyünün açıkları(1. İstasyon 40° 8' 31"K, 28° 39' 41"E ), Halilbey Adası açıkları(2. İstasyon 40° 9' 55"K, 28° 36' 45"E) ve Uluabat deresi açıkları(3. İstas-yon 40° 11' 36"K, 28° 33' 5"E) olarak belirlen-miştir(Şekil 1).
Ocak 2006 ile Aralık 2006 tarihleri arasında yürütülen arazi çalışmaları ayda bir tekrarlanmış-tır. Avcılık çalışmalarında her biri 100 m uzunlu-ğunda 32, 36, 40, 48 ve 52 mm göz açıklığında galsama ağlar ile 60, 70, 80, 90, 100, 110, 120, 140 ve 160 mm göz açıklığında fanyalı ağlar kul-lanılmıştır. Avcılıkta dönek yöntemi kullanılmış-tır. Ayrıca, uzatma ağları ile yakalanması pek mümkün olmayan türlerin örneklenebilmesi ama-cıyla ığrıp ağı ve Honda marka elektroşok cihazı ile de örneklemeler yapılmıştır.
Ağlarda yakalanan balıkların, tür tespiti ve tasnifleri yapıldıktan sonra sayı ve ağırlık olarak miktarları kaydedilmiştir. Balık faunasını belir-lemek için, yakalanan örneklerin tür tespitleri ya-pılmaya çalışılmıştır. Tür seviyesinde tespitleri yapılamayan örnekler cins olarak verilmiştir (Ba-lık ve Ustaoğlu 1984, Geldiay ve Balık 1988, Nelson 1994). Tür kompozisyonunun belirlenme-sinde ağlarda yakalanan balık türlerinin ağırlıkla-rı esas alınmıştır. Ayrıca, ticari avcılık yoluyla yakalanan balık miktarları da tespit edilmiştir. Av miktarlarının belirlenmesinde gölden yakalanan balık miktarının tamamını satın alan Gölyazı kö-yünde faaliyet gösteren Gölyazı Su Ürünleri Ko-operatifinin kayıtlarından faydalanılmıştır. Koo-peratif kayıtlarında balık türlerinin ekonomik de-ğerleri baz alınarak av miktarları ikiye ayrılmış-tır. Birincisi, ekonomik değeri yüksek balık türle-rinin oluşturdukları av miktarıdır. Bu av miktarı-nı; E. lucius, C. carpio, C. gibelio, ve M. cepha-lus türleri oluşturmaktadır. İkincisi ise, ekono-mik değeri düşük olan ve balıkçılar tarafından feki olarak isimlendirilen S. erythrophthalmus, R. rutilus, B. björkna, A. maeotica, V. vimba, A. alburnus, C. Chalcoides ve B. Plebejus’ un oluş-turduğu av miktarıdır.
Balık faunası
Uluabat Gölünde, 2006 yılının Ocak ve Aralık ayları arasında yürütülen çalışmada 9 farklı fa-milyaya mensup 21 balık türünün bulunduğu sap-tanmıştır. Bu balık türlerinin isimleri familyaları-na göre Tablo 1'de verilmiştir
Tür kompozisyonu
Uluabat Gölünde, 2006 yılının Ocak ve Aralık ayları arasında yürütülen arazi çalışmalarında toplam 58386 adet 4079966 g balık yakalanmış-tır. Bu miktarın balık türlerine göre dağılımı Tab-lo 1'de görülmektedir.
Üretim miktarı
Uluabat Gölü'nden 2006 yılında toplam 642.500 kg balık avlanmıştır. Balık miktarının %84' ünü ekonomik değeri yüksek, %16' sını de ekonomik değeri düşük türler oluşturmuştur (Tablo 2).
Uluabat Gölü'nde 9 familyaya mensup 21 ba-lık türünün yaşadığı tespit edilmiştir. Bu balık türlerinden C.carpio, C.gibelio., V.vimba, A.alburnus, B.björkna, S.erythrophthalmus, R.rutilus, B.plebejus, T.tinca, C.Chalcoides, R.Sericeus ve P.parva, Cyprinidae; G.fluviatilis bitis taenia günümüzde de yaşamaktadır. Önceki yıllardaki yapılan çalışmalara bakıldığında C.gibelio, P.parva ve T.tinca türlerinden bahse-dilmemektedir. Bu türler son yıllarda yapılan ba-lıklandırma çalışmalarında ülkemizde birçok su ortamına bırakıldığı gibi Uuabat gölüne de bu şe-kilde aşılandığı tahmin edilmektedir. Ayrıca Nu-mann (1958) tarafından bildirilen bazı türlere hiç rastlanamaması 1950'li yıllardan günümüze nesil-lerinin tükendiği ya da bizim kullandığımız yön-temlerle yakalanamadığı şeklinde yorumlanabilir.
Uluabat Gölü, tür çeşitliliği bakımından Tür-kiye ve dünyadaki pek çok göle göre daha zen-gindir. Örneğin; Bafra Balık Gölleri (Aral ve Bü-yükhatipoğlu 1987), Beyşehir (Yeğen ve ark. 2006), Eğirdir (Yeğen ve ark. 2006), Göl-cük(Yeğen ve ark. 2006), Akşehir (Çetinkaya 1992), Ijsselmeer (Buijse ve Dekker 1996), Wol-derwijd (Backx 1996) ve Pyhäjärvi (Sarvala 1994) Göllerinde sırasıyla 3, 8, 15, 8, 8, 8, 9 ve 13 türün yaşadığı bildirilmektedir. Uluabat Gö-lü'ndeki tür zenginliğinde, bu gölün Marmara Denizi ile olan bağlantısının da önemi büyüktür. Çünkü A. maeotica, A. anguilla, M. cephalus ve Sygnathus sp. deniz orijinli türlerdir.
Total biyokitlenin tür kompozisyonunu belir-lemek amacıyla uzatma ağları ile yapılan avcılık çalışmasında 13 türe ait bireyler yakalanmıştır. Bu türler içerisinde, B. Björkna’ nın %37ç97' lik oranla diğer türlere göre daha yoğun olarak bu-lunduğu tespit edilmiştir. Nispi yoğunluk bakı-mından, bu türü sırasıyla C.gibelio (%18.54), R.rutilus (%14.77) ve E.lucius (%13.40) izlemiş-tir. Benzer bir çalışmayı Akyürek ve Çubuk 2000 yılında yapmışlardır. Söz konusu çalışmada E.lucius' un oranı %3.14 iken şimdi %12.94’e; C.carpio' nun oranı 0.34 ten %2.83’e ve C.gibelio’ nun oranı ise %0.54’ ten 18.54’a yük-selmiştir. Aynı çalışmada ekonomik değeri yük-sek olan balıklar üzerinde yoğun av baskısından bahsedilmiştir. Günümüzde ise göle sonradan aşı-lanan C.gibelio göle hızla adapte olmuştur. C.gibelio vücut şekli itibarıyla ağlara yoğun ta-kılması balıkçının kullandığı malzemeleri değiş-tirmesine sebep olmuştur. Ağ göz açıklıkları bü-yümüş bunu takibende ekonomik balık stokları-nın biyomas içindeki nispi yoğunluğu arttığı göz-lenmiştir. Sayısı hızla artan etçil bir tür olan E. lucius göl ortamını kendi lehine çevirmiştir. Bu türün besin olarak tükettiği ve ekonomik değeri düşük olan diğer türlerde azalma olmuştur. Akyü-rek ve Çubuk’ un 2000 yılında uluabat gölünde yaptıkları çalışmada S. Erythropthalmus, R. ruti-lus ve V. vimba' nın oranları sırasıyla %29.11, %27.35, %5.1 iken bizim çalışmamızda %4.48, %14.77 ve %1.46’ ya gerilemiştir.
Çalışmalar esnasında, balıkçıların Uluabat Gölü'nü S. lucioperca ile balıklandırma fikrinde oldukları anlaşılmıştır. Göle aşılanan C.gibelio ağlara çok takılması nedeniyle balıkçılar E. lucius avcılığını ekonomik olarak yapamadıklarını bu türü de sadece sudak balığının ortadan kaldırabi-leceğini düşünmektedirler. Tür çeşitliliği ve yem balığı stoku göz önüne alındığında, bu gölün yeni karnivor tür veya türler ile balıklandırılmasının yararlı olacağı düşünülebilir. Fakat E. lucius gibi karnivor olan S. lucioperca (Geldiay ve Balık 1988, Demirsoy 1988, Çelikkale 1988, Frimodt 1995) aşılandıkları ortamlara kolayca uyum sağ-layabilmekte ve hızla çoğalabilmektedir. Bu tür ile yapılacak aşılmada, yeni türün ortamda bulu-nan diğer doğal türler üzerinde bu türün meydana getirebileceği tahribatları önleyebilmek için mut-laka dikkatli bir planlamaya ihtiyaç vardır (Cowx 1999). Bu tür, ülkemizde ilk olarak Eğirdir ve Mermere (Ahmetli) Göllerine (Düzgüneş 1996), daha sonradaki dönemlerde de diğer pek çok göl ve baraj gölüne aşılanmıştır. Ancak, bu göllerin pek çoğunda zamanla ciddi sorunlar ortaya çık-mıştır. Sudak balığı ilk zamanlarda hızla ortama uymuş ve kendisi için uygun olan bu ortamda sa-yısını artırmıştır. Balıkçılık açısından bakıldığın-da ciddi bir üretim meydana gelmiştir. Daha son-raki yıllarda gölde dominant tür haline gelen su-dak populasyonunda yem bulamadığı için caniba-lizm meydana gelmiştir. Eğer, Uluabat Gölü S. lucioperca ile balıklandırılır ise, bu tür muhteme-len hızla çoğalacak, buna karşılık gölde bulunan bazı türlerin stokları ise hızla azalacaktır. Özel-likle karnivor türlerin yaşadıkları göllerin çok iyi yönetilmesi gerekmektedir. Ülkemizde ise, maa-lesef bunun yapılabildiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle, Uluabat Gölü’nün S. lucio-perca ile balıklandırılması bu gün için oldukça risklidir.
Bursa ili Gölyazı kasabasında faaliyet göste-ren Gölyazı Su Ürünleri Kooperatifinin kayıtla-rından elde edilen bulgulara göre, Uluabat Gö-lü'nde 2006 yılında toplam 642 500 kg balık av-lanmıştır. Bu gölden, 1953 yılında yaklaşık 280 ton balık avlandığı, bu miktarın da %80-90'ını sazan balığının oluşturduğu bildirilmektedir (Numann 1958). Avlanan balık miktarının %84’ ünü gölün ekonomik değeri yüksek balık türleri oluşturmuştur(C.gibelio, E.lucius, C.carpio). Araştırma süresince, özellikle E. lucius ve C. carpio üzerinde diğer türlere göre oldukça yoğun bir av gücü baskısının olduğu gözlenmiştir. Fakat bu türlerin nispi yoğunlukları (E. lucius=%13,40, C. carpio=%2,82) oldukça düşüktür. Toplam ti-cari avcılık içerisindeki oranlarının, deneysel av-cılık yoluyla elde edilen nispi yoğunluk değerle-rine göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Ekonomik değeri düşük olan balık türlerinin av-cılığı % 16 oranında yapılmıştır (V.vimba, A.alburnus, B.björkna, A.maeotica, S.erythrophthalmus, R.rutilus ve C.Chalcoides,). Bu iki tür üzerindeki av gücü baskısının azaltıl-ması, av gücünün daha çok ekonomik değerinin az olması gerekçesiyle fazla avlanılmayan türler üzerine kanalize edilmesinin göl balıkçılığı için faydalı olacağı düşünülmektedir.