- (2010) Volume 4, Issue 4
1Çukurova Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Balcalı, Temel Bilimler Bölümü, Sarıçam, Adana
2Mustafa Kemal Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Temel Bilimler Bölümü, İskenderun, Hatay
This study was investigated morphometric aspects, reproductive biology (gonadosomatik in-dex), of cuttlefish Sepia officinalis (L.) from September 2002 to September 2003. Samples collected in 22 trawl surveys from commercial vessels on Karata? coasts. The trawl surveys carried out at depths from 20 to 120 m. It investigated that total 217 females, 399 males, and 289 indeterminate individuals. The mean mantle lengths of males, females, and indeterminate individuals were 98.36 ±0.84 mm, 105.88 ±1.19 mm, and 61.89 ±1.02 mm respectively. The relationships between mantle length and the total length are linear. The MB: W relationships are isometric. The population of mature males were dominant to females (sex ratio=0,54:1). Female individuals with ripe gonads (IV,V) were dominant from January until April, and fe-males with pre-mature gonads (I) showed in June. It showed that spawned occurred between April and September in off coastal area of Karata?.
Cuttlefish, Sepia officinalis , Coastal Area of Karataş, Morphometric Aspects, Reproductive Biology
Cephalopod’lar, yüksek besin değerine sahip olmaları ve yüksek ticari değerleri nedeniyle yoğun olarak tüm dünya denizlerinde avlanmaktadırlar. Su ürünleri üretiminde önemli bir yer tutmaktadırlar. Dünya denizlerinden 2006 yılında yaklaşık 4253035 ton cephalopod üretimi gerçekleşmiştir (Fao,2006). Son yıllarda da ülkemizde ekonomik deniz balıkla-rıyla aynı fiyat değerine ulaştıklarından su ürünleri ihracatında önemli bir yer tutmaktadırlar. Bölge-mizde yoğun avcılığı yapılan ekonomik türlerin ba-şında Sepia officinalis gelmektedir. 2007 yılında Akdeniz’den toplam 920 ton Mürekkep balığı üre-timi gerçekleşmiş ve 4.508.000 TL gelir elde edil-miştir. Tüm denizlerimizden 2007 yılında elde edi-len 1,288 ton sübyenin büyük bir bölümü Akde-niz’den üretilmiş ve bunu sırasıyla Ege ve Marmara denizi izlemiştir (https://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports).
Mürekkep balığı ortalama 2 yıl yaşar. Üreme fa-aliyetinin gerçekleştiği ilkbahardan sonra erginlerin büyük çoğunluğunun öldüğü görülür (Boletzky, 1983). Ayrıca yaşam döngüsünde birçok değişimler görülmektedir. Yaşam döngüsündeki en temel evre yazın kıyı suları ile kışın derin sular arasında ger-çekleştirdikleri mevsimsel göçlerdir. Yaşam dön-güleri çevre faktörlerinden de oldukça fazla etki-lenmektedir. Sıcak sularda Akdeniz ve Tunus kıyı-larında Mürekkep balığının büyük bir kısmı birinci yılın sonunda ve uzun dönemde yumurta bırak-maktadırlar (Gaurit ve ark., 1997).
Ülkemiz denizlerinde yapılan çalışmaların büyük bir kısmının Ege deniz’inde gerçekleştirildiği görülmektedir (Salman ve ark.,1998; Akyol ve Metin, 2001; Salman ve ark., 2002; Önsoy ve Salman, 2005). Ancak bölgemizde yoğun avcılığı gerçekleş-tirilen bu tür ile ilgili yok denecek kadar az çalış-maya rastlanılmıştır ( Duysak ve ark., 2004; Duy-sak, 2007; Duysak ve ark., 2008) . Ayrıca Yoğun ticari balıkçı tekneleriyle avcılığı gerçekleşen mü-rekkep balığını üretim miktarları ve stokların du-rumu bilinmemektedir. Stoklara zarar vermeden en yüksek oranda yararlanmayı sağlayacak temel ça-lışmalarda henüz istenilen boyutta gerçekleşmemiş-tir. Bu çalışmada amacımız, Karataş açıkları populasyonunun morfometrik özellikleri, oransal büyüme ve üreme zamanı gibi bazı biyolojik özel-liklerini belirlemektir. Böylece Karataş bölgesi ba-lıkçılığının önemli bir kısmını oluşturan bu türün stoklarından yararlanma düzeylerinin belirlenmesi ve balıkçılık düzenlemeleri ile ilgili gelecekte plan-lanacak çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmek-tedir.
Bu çalışma Eylül 2002-Eylül 2003 tarihleri ara-sında bir yıllık süreyi kapsamıştır. Örneklemeler her ay Karataş Limanına bağlı ticari balıkçı dip trolü tekneleriyle gerçekleştirilmiştir (şekil 1). Operas-yonlar sırasında konum GARMIN marka GPS-12 yardımıyla enlem ve boylam cinsinden yazılmıştır. Av yasağı döneminde ise kiralanan trol teknesi ve yöredeki uzatma ağlarından örnekler elde edilmiştir. Trol çekimleri 20-120 m derinlikler arasında yapıl-dığından Karataş bölgesinde bulunan diğer mürek-kep balığı türü S. elegans elde edilememiştir.
Laboratuara getirilen örneklerden Yaş ağırlık (TW), Yaş Gonad Ağırlığı (GW), Genital Sistem Ağırlığı (GSW), Manto Boyu (MB), Toplam boy (TB) gibi biyometrik ölçümler alınmıştır. Kafadan-bacaklı bireylerinde cinsiyet tayini manto boyları 20-60 mm arasında oldukça zordur (Önsoy ve Sal-man, 2005). Cinsiyet ayırımında dişi bireylerde nidamental bez, erkek bireylerde ise needham bezi-nin varlığına bakılmıştır. Bu yapılara rastlanılmayan 20-60 mm boyundaki bireyler ile örneklerin labaratuvara getirilmesi ve dondurulması sırasında iç organların deformasyonu gerçekleşmiş bireyler cinsiyeti tanımlanamayan olarak belirlenmiştir. Daha sonra dişilerde yardımcı nidamental bez makroskobik incelenerek renkleri kaydedilmiştir. Erkek bireylerde spermatoforlar spermatoforik ke-seden çıkarılarak ağırlıkları tartılmıştır. Olgunluk göstergesi olarak dişilerde ovaryumlarda olgun yu-murtaların (> 6 mm), erkeklerde ise spermatofor kesesinde spermatoforların görülmesi kabul edil-miştir (Gauvrit ve ark., 1997; Dunn, 1999). Her iki cins içinde gonad gelişim aşamaları Dunn (1999)’da belirtilen derecelenmeye göre yapılmıştır. Populas-yonun cinsiyet oranı belirlenmiştir.
Üreme zamanı Gonadosomatik İndeks ile belir-lenmiştir. Hesaplamalarda aşağıda verilen eşitlikten yararlanılmıştır (Dunn, 1999).
GSI= 100 x GW/(TW-GW)
Örneklemeler bir yıl süreyle 20 ila 120 m de-rinlikler arasında gerçekleştirilmiştir. Toplam 905 adet birey incelenmiştir. Manto boyu 399 erkek bireyde 47.00-152.00 mm, 217 dişide 62.00-155.00 mm, belirlenemeyen 289 bireyde ise 22.00-125.00 mm olarak ölçülmüştür. Orta-lama manto boyu erkelerde 98,36± 0,84 mm, di-şilerde 105.88 ±1.19 mm ve belirlenemeyenlerde 61.89 ±1,02 mm bulunmuştur (Tablo 1). Aylara göre manto boyu dağılımına bakıldığında dişi bi-reylerin mart, mayıs ve temmuz aylarında, erkek bireylerin ise mart ve yine temmuz aylarında en yüksek değerleri ulaştığı görülmektedir. Cinsi-yetleri belirlenemeyenler ise mayıs ayında itiba-ren artan manto boyu değerleriyle aralık ayına kadar araziden örneklenmişlerdir (Şekil 2).
Pinczon du Sel ve Daguzan (1997) Morbihan Körfez’inde ortalama manto boyunu dişilerde yüksek ölçülmüşlerdir. En küçük Manto boyu 7 cm olarak bildirmişlerdir. Yine bir diğer araştır-macı Dunn (1999) İngiliz kanalında yaptığı ça-lışmada, Dişilerin 108 mm den daha büyük bi-reylerde içerisinde erkeklere göre baskın oldu-ğunu belirlemiştir. Gonzalez ve Sanchez (2002) Iber yarımadasının Akdeniz kıyılarında, ortalama manto boyunu dişiler için 121 mm ve erkekler için 116 mm bulmuşlardır. Mart ayında en büyük manto boyuna sahip birey elde etmişlerdir. Ça-lışmamızda da diğer araştırıcıların bildirdikleri gibi dişi bireylerin ortalama manto boyları er-keklere göre yüksek ölçülmüştür (Tablo 1). An-cak çalışmamızda erkek bireylerin baskın olduk-ları bulunmuştur (tablo 3). Pinczon du Sel ve Daguzan (1997) Morbihan Körfez’inde ağ ile ör-neklemede erkek-dişi oranının dengede oldu-ğunu, tuzak avlama yönteminde erkeklerin, trolde ise dişilerin baskın olduğunu belirtmektedirler. Çalışmamızda trol ve uzatma ağları avlama yön-temi birlikte kullanılarak örnekleme yapılmıştır. Yukarıda belirtilen çalışmada örnekleme aracı olarak trol kullanılmasının dişi bireylerin baskın olmasında etkili olduğu düşünülmektedir.
Manto boyu ile vücut boyutları arasında ki ilişki grafiklerine bakıldığında, total boy ve ka-buk boyu arasında doğrusal, ağırlık ile üssel ilişki bulunmuştur (Tablo 2, Şekil 3, 4, 5).
Aylara göre cinsiyet dağılımlarına bakıldı-ğında 2003 yılı ocak ve nisan ayları dışında erkek bireylerin baskın oldukları görülmektedir. Populasyonun dişi erkek oranı (D:E) 0,54:1 (P<0,05) olarak bulunmuştur (tablo 3). Cinsiyeti belirlenemeyen bireyler, mayıs ayının tüm ör-neklerini oluşturmuşlar ve haziran ayında en yük-sek miktarda elde edilmişlerdir. (Tablo 3). Kafa-danbacaklı bireylerinde cinsiyet tayini olan manto boyları 20-60 mm arasında oldukça zor-dur. Türkiye sularında mürekkep balığının cinsi-yet tayinlerinde dişi bireylerinin ilk aşama 68 mm, erkeklerin ise 65 mm manto boyunda zor-lukla yapıldığı bildirilmektedir (Önsoy ve Sal-man, 2005). Şekil 2'de görüldüğü gibi mayıs ve haziran aylarında örneklenen bireylerin manto boyları cinsiyet tayinin zor yapıldığı aralıkta bu-lunmaktadır.
Erkek, dişi ve belirlenemeyen bireylerde Manto boyu/total boy-kabuk boyu ve ağırlık iliş-kilerinde Ege denizi populasyonunda (Akyol ve Metin, 2001) olduğu gibi yüksek korelasyon bu-lunmuştur (Tablo 2). Araştırmacıların belirttiği şekilde bu türün bölgemiz populasyonunda da herhangi bir anomaliye sahip olmadığı söylene-bilir.
Dişilerde olgunluk evrelerine baktığımızda (IV, V) evredeki bireyler ocak ayından nisan ayına kadar görülürken, ilk gelişme evresindeki bireylere ilk kez haziran ayında rastlanılmıştır. İlk evredeki erkekler haziran ayında görülmüş-lerdir (Tablo 4).
Eşeylere ait Gonadosomatik indeks (GSİ) de-ğerlerinin yıl içindeki aylık değişimlerine bakıl-dığında, her iki eşeyde de GSİ değerlerinin ocak’tan nisan ayına kadar yükselerek nisan ayında maksimum değere ulaştığı görülmektedir. Dişilerin GSİ değerleri nisandan Eylül’ e kadar hızlı düşüşe geçtiği, ancak Eylül’den itibaren ise tekrar artış sergilediği görülmektedir. Erkeklerin GSİ değerleri de Ocak-Nisan arasında düşük dü-zeyli bir dalgalanmanın ardından nisanda en yük-sek değerine ulaşmaktadır. Dişilerde olduğu gibi GSİ değerleri nisandan Eylül’e kadar düşüş gös-termektedir (Şekil 6). Sonuçta, S. officinalis’ in uzun bir yumurtlama dönemine sahip olduğu gö-rülmektedir. Yumurtlamanın ilkbaharda başla-dığı, Nisan ayında pik yaptığı ve sonbahara (Ey-lül) kadar sürdüğü belirtilebilir (Şekil 6).
S. officinalis batı Akdeniz’de uzun bir yu-murtlama periyodu ile karakteristiktir. Juveniller erken baharda doğmakta ve üreme ilerleyen yıl içinde 15 aylık yaşta gerçekleşmektedir. Ayrıca yazın başlangıcında oluşan yavrular takip eden yıl içinde olgunlaşmamakta ve üreme erken ilk-bahar yani 18-20 aylık iken gerçekleşmektedir (Mangold, 1966; Boletzky, 1988). Gauvrit ve ark. (1997) Biscay Körfez’ inin batı kısımlarında sübyelerin çoğunluğunun yaşamlarının ikinci yı-lında eşeysel olgunluğa ulaştığını, çok azının ilk yıllarında ürediklerin bildirmektedirler. Erkekle-rin dişilere göre daha erken olgunlaştıklarını ve üreme mevsiminin mart ortasından haziran so-nuna kadar (3,5) ay olduğunu bulmuşlardır. Denis ve Robin (2001) 1989-1996 yılları arasında Fransa ‘da sübye’nin balıkçılık istatistik verilerini değerlendirmişlerdir. Yaz mevsiminde av mikta-rının düştüğünü bununda ileri ilkbaharda gerçek-leşen üremeden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Dunn (1999) İngiliz kanalında yaptığı çalışmada, olgun gonadlı (V) erkek bireylerin sonbahardan ilkbahara kadar, dişilerin (V) kışa kadar baskın olduğunu bildirmektedir. 146 mm manto boyun-daki erkek bireylerin ve 164 mm olan dişi birey-lerin % 50’sinin olgun olduklarını ve her iki eşeyin ikinci kıştan sonra mart ve temmuz arasında ürediklerinin bulmuştur. İngiliz kanalında yapılan diğer bir çalışmada üreme mevsiminin erken ilk-bahardan sonbahar ortalarına kadar sürdüğü be-lirtilmektedir (Wang ve ark., 2003).
Önsoy ve Salman (2005) Homa dalyanında yaptıkları çalışmalarında I. Olgunluk evresinde dişi bireylere rastlamamışlardır. Manto boyu 68-140 mm olan 152 adet birey II. evre, 120, 130 ve 150 mm 3 adet III. evre, 80-200 mm 122 adet IV evre, 90-241 mm olan 73 dişi birey V. olgunluk evresinde bulmuşlardır. İlk seksüel olgunluğa di-şiler 90 mm manto boyunda girdiğini ve 130 mm manto boyundaki dişilerin %50 ‘sinin seksüel olgunluğa ulaştıklarını bildirmişlerdir. Erkek bi-reylerin ise I. evrede 65-75 mm, II. evrede 70-140 ve III. evrede 70-214 mm manto boyuna sa-hip olduklarını bulmuşlardır. 90 mm manto bo-yundaki erkeklerin %50’sinin seksüel olgunluğa ulaştıkları hesaplanmıştır. Aynı araştırmacılar hesapladıkları GSI değerlerine göre yıl içindeki üreme periyodunda dişilerin Mart (%9.8) ve Ha-ziran (%12.7) olmak üzere iki pik yaptıklarını belirlemişlerdir.
Karataş açıklarında gerçekleştirilen bu çalış-mada, dişilerde olgun (IV, V) evredeki bireyler ocak ayından nisan ayına kadar görülürken, ilk gelişme evresindeki bireylere haziran ayından itibaren rastlanmıştır (Tablo 4). Hesaplanan or-talama GSİ değerlerine göre, yumurtlamanın ilk-baharda başladığı, Nisan ayında pik yaptığı ve sonbahara (Eylül) kadar sürdüğü belirtilebilir (Şekil 6). Diğer çalışmalar ile uyumlu olarak S. officinalis’ in uzun bir yumurtlama dönemine sa-hip olduğu görülmektedir. Ancak bu çalışmada ilk eşeysel olgunluk boyu belirlenememiştir. En azından bölgemiz balıkçılığının önemli bir kıs-mını oluşturan bu türün stoklarından yararlanma düzeylerinin belirlenmesi ve balıkçık düzenle-meleri ile ilgili gelecekte planlanacak çalışmalara temel oluşturacağı düşünülmektedir.