- (2009) Volume 3, Issue 2
Selçuk Berber1*, Süleyman Balik2, Samime Özturan
1Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Çanakkale
In this study, the relationships between length-weight, and meat yield of freshwater crayfish (Astacus leptodactylus) in Apolyont Lake were investigated. For this aim, 1416 (573 female, 843 male) crayfish were caught between in April 2002 and in March 2003. Sex ratios of crayfish population were calculated as 0.68/1.0. Carapace length and total weight of crayfish were determined 23-71 mm (23-70 mm female, 28-71 mm male) and 2.5-92.4 g (2.5-72.4 g female, 2.5-92.4g male), respectively. In respects to carapace length-total weight relationships results of regression negative allometric growth were found in female crayfish but isometric growth was found in male and in the population (female+male). The crayfish population total chelae meat yield, abdomen meat yield and total meat yield were determined as 3.47%, 12.98% and 16.45%, respectively. There was significant differences in total chelae meat yield of male crayfish (3.92%) than female crayfish, abdomen meat yield of females (14.58%) than male (p
Apolyont Gölü, Tatlisu istakozu, Boy-agirlik iliskisi, et verimi
Ülkemizde besin olarak fazla tercih edilmemesine karsilik, özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça fazla ragbet gören tatlisu istakozlarinin degerlendirilmesine 1965 yilindan itibaren ilk olarak Manyas ve Apolyont Göllerinde baslanmis ve giderek artan ihracat hacmiyle büyük önem kazanmislardir (Erençin ve Köksal, 1977). Dogal dagilim gösterdikleri içsu kaynaklarindan avcilik yoluyla 270 ton ile baslayan üretim giderek artan bir oranda yükselerek 1984 yilinda yaklasik 8000 tona ulasmistir. Bu yildan itibaren hastalik (kerevit vebasi) ve asiri avlanma nedeniyle üretimde hizli bir düsüs yasanmis ve 1991 yili itibariyle 320 tona kadar gerilemistir. Ilerleyen yillarda üretim miktari artmis olmasina ragmen 1978- 1985 yillari arasindaki parlak dönemini yakalayamamistir. 2004 yili itibariyle 2317 ton olan tatlisu istakozu üretimi, herhangi bir hastalik vakasi bildirilmemesine ragmen 2006 yilinda 797 tona düsmüstür (Anonim, 2007).
Tatlisu istakozlarinda boy ile agirlik arasindaki iliskinin, ekonomik olarak isletilen populasyonlar açisindan bilinmesi gereklidir. Regresyon denklemleri özellikle populasyonun, kondüsyon, büyüme ve gelisme, eseysel olgunluk ve farkli bölgelerdeki populasyonlarin karsilastirilmasinda kullanilmaktadir (Romaire vd., 1977).
Tatlisu istakozlarinin sahip olduklari yenilebilir et miktari çogunlukla, abdomen eti esas alinarak hesaplanmaktadir. Bununla birlikte toplam et verimi hesaplamalarinda, kiskaç et miktarlari da dahil edilmektedir (Berber, 2005). Tatlisu istakozlarinda et verimini etkileyen en önemli faktörler arasinda, ortamin ekolojik faktörleri, genetik yapi, avlanma zamani ve et veriminin tespitinde farkli metotlar kullanilmasi sayilmaktadir (Harlioglu, 1996; Gürel, 1998; Erkebay, 2004).
Apolyont Gölü’nde sürdürülen bu çalismada tatlisu istakozu populasyonunun boy-agirlik iliskisi ve et veriminin belirlenmesi amaçlanmistir.
Apolyont Gölü, barindirdigi yaban hayati ve sahip oldugu yüksek balikçilik potansiyeli ile ülkemizin en önemli sulak alanlarindan birisidir. Marmara Denizinin güneyinde, dogu-bati dogrultusunda uzanan göl, tektonik kökenli Yenisehir- Bursa-Gönen çöküntü alanlarinda olusmustur. Ayni çöküntü alanindaki Manyas Gölü’nden alçak bir esikle ayrilmaktadir (Anonim, 1999). Denizden yüksekligi 8-9 m olan gölün dogu-bati yönünde uzunlugu 23-24 km, genisligi ise 12 km kadardir. Gölalani için bugüne kadar verilmis en yüksek deger 24.000 ha, en düsük deger ise 13.500 ha’dir. Ortalama derinligi 2.5 m’dir. Büyük bir bölümü oldukça sig olup, bu kesimlerde derinlik 1-2 m’yi bulmaktadir (Anonim, 1998).
Bu arastirma Apolyont Gölü’nde yasayan tatlisu istakozunun (Astacus leptodactylus, Eschscholtz, 1823) boy-agirlik iliskileri ve et verimlerini belirlemek amaciyla Nisan 2002 - Mart 2003 tarihleri arasinda aylik periyotlarda yakalanan 1416 birey (573 disi, 843 erkek) üzerinden gerçeklestirilmistir.
Tatlisu istakozu örneklerinin yakalanmasi için tek girisli, 34 mm ag göz açikligina sahippinterler kullanilmistir. Yöre balikçilari tarafindan göllerin avciliga uygun farkli bölgelerine birakilan kerevit pinterleri kontrol edilerek sepetlerden alinan kerevitler %4’lük formalin solusyonu ile tespit edilip örnekleme bidonlarina konulmus ve laboratuvara tasinarak incelenmislerdir.
Vücut bölümlerine iliskin ölçümlerin yapilmasinda Rhodes ve Holdich (1984)’in yöntemlerinden yararlanilmistir (Sekil 1). Incelenen tatlisu istakozlarinin boylari 0.5 mm duyarliliktaki kumpasla ölçülmüstür. Vücut uzunluklarini belirlemek amaciyla Total Boy (TB), Karapaks Boyu (CB) ve Abdomen Boyu (AB) ölçümleri alinmistir. Vücut agirliklarinin belirlenmesinde ise 0.1 g duyarli elektronik terazi kullanilmis ve Total Agirlik (TA), Karapaks Agirligi (KA), Abdomen Et Agirligi (AEA), Sag ve Sol kiskaç et agirliklari ölçümleri yapilmistir. Et verimini belirlemek amaciyla, abdomen ve kelipetler bistürü yardimiyla kesilmis ve içlerindeki etlerin dogrudan tartimlari yapilarak agirliklari belirlenmistir.
Baliklarda oldugu gibi, tatlisu istakozlarinda da boy ile agirlik arasinda W=a L b gibi dogrusal olmayan bir iliski mevcuttur. Bu esitlikte her iki tarafin logaritmasi alinirsa, boy-agirlik iliskisi log W= log (a) + b (log L) seklinde dogrusal hale getirilmis olur (Ricker, 1973; Erkoyuncu, 1995). Denklemde L total boyu, (TB), W total agirligi (TA), a ve b ise denklemin sabit parametrelerini ifade etmektedir. Denklemde elde edilen “b degeri” canlinin allometrik veya isometrik büyümesini ifade etmektedir. Deger 3’ten büyük veya küçük ise allometrik büyüme (Agirlik artisinin boyundaki artisin 3 katindan daha fazla veya daha az), deger 3’e esitse isometrik büyüme (Agirlik artisi, boy artisinin 3 kati büyüklükte) olarak nitelendirilmektedir (Romaire vd., 1977; Harlioglu, 1999).
Arastirmada elde edilen verilerin istatistiksel olarak degerlendirilmesinde önem kontrolleri t testine göre p=0.05 ve p=0,01 güvenlik sinirlari esas alinarak yapilmistir (Ricker, 1973; Sümbüloglu ve Sümbüloglu, 2000). Verilerin analizinde Microsoft Excel 2002 programi kullanilmistir.
Apolyont Gölü tatlisu istakozlarinda boyagirlik iliskisi
Apolyont Gölü tatlisu istakozu populasyonundan örneklenen 573 adet disi, 843 adet erkek ve toplamda 1416 birey için boy agirlik iliskisi karapaks boyu-total agirlik, total boy-total agirlik ve karapaks boyu-total boy olarak linear regresyon analizi ile logaritmik olarak incelenmistir (Tablo 1). Disi, erkek ve disi+erkek karisik olmak üzere tüm populasyon için CB-TA iliskisi grafikleri çizilmistir (Sekil 2, Sekil 3, Sekil 4).
Tablo 1. Apolyont Gölü tatlısu istakozu populasyonunda TB-TA, CB-TA, CB-TB ilişkisi denklemleri ve korelasyon değerleri ile önem kontrolleri (N♀♀= 573; N♂♂= 843; N♀♀♂♂= 1416)
Table 1. Equations of relations TL-TW, CL-TW, CL-TW, and values of correlation with statistical significance test of crayfish population in Apolyont Lake (N♀♀= 573; N♂♂= 843; N♀♀♂♂= 1416)
CB/TB degerleri, disi bireylerde 0.49, erkek bireylerde 0.51 olarak tespit edilmistir (Tablo 1).
Regresyon analizleri sonucunda elde edilen degerlere göre; disi bireylerde CB-TA iliskisi açisindan negatif allometrik büyüme, erkek bireylerde ve tüm populasyonda ise izometrik büyüme özelligi saptanmistir (Tablo 1).
Apolyont Gölü tatlisu istakozlari et verimliligi
Karapaks uzunluklari 25.3-70.95 mm, total agirliklari 5.8-90.6 g arasinda degisen toplam 1371 birey üzerinde yapilan incelemelerde Total Et Verimi (TEV) ortalama %16.45 olarak hesaplanmistir. Total agirliga göre %12.98 olan abdomen et verimi (AEV), total et miktarinin ortalama %78.78’ini meydana getirmektedir. Disi bireylerde AEV %83.9 iken erkek bireylerde bu oran %75.46 olarak hesaplanmistir. Total kiskaç et verimi (TKEV) populasyonun tamaminda %21.22, erkek bireylerde %24.55, disi bireylerde ise %16.11 olarak saptanmistir. Abdomen eti ve kiskaç eti miktarlarinda agirlik yönünden farkliliklar bulunan eseylerin TEV’leri de farkli bulunmustur. Disi bireylerde bu oran ortalama %17.36 bulunurken erkeklerde %15.86’ya düsmüstür. Eseyler arasindaki TEV farkliligi istatistiki yönden önemli bulunmazken (p>0.05), abdomen ve kiskaç et miktarlari arasindaki farklilik önemli bulunmustur (Tablo 2).
25-74 mm (CB) arasinda dagilim gösteren Apolyont Gölü tatlisu istakozlarinin boy gruplarina göre total et verimleri %16.04-18.95 arasinda degismektedir. En düsük total et verimi % 16.04 ile 40-44 mm , en yüksek ise % 18.95 ile 70-74 mm boy grubunda tespit edilmistir. Populasyonun genelinde abdomen et verimi en yüksek %14.21 ile 30-34 mm, en düsük ise %10.08 ile 65-69 mm boy grubunda belirlenmistir. Disi bireylerin abdomen et verimleri %13.92- 15.79, total kiskaç et verimleri ise %2.4-3.38 arasinda hesaplanmistir. Erkek bireylerin abdomen et verimleri disilere nazaran daha küçük degerlerde bulunmustur (%9.68-13.22). Buna karsilik total kiskaç et verimlerinin disilerden daha büyük olmasindan dolayi ile total et miktarinin eseyler arasinda birbirine yakin degerlere ulasmasina neden olmustur. Erkek bireylerin total kiskaç et verimleri %2.78-9.11 arasinda olup karapaks boylarinin artisi ile kiskaç et veriminin de yükseldigi tespit edilmistir. Abdomen et verimi yönünden, disi bireyler boy gruplarinin tamaminda erkek bireylerden önemli derecede farklilik göstermektedir (p<0.05). Erkek bireyler ise sadece 30- 34 mm boy grubu hariç tüm boy gruplarinda total kiskaç et verimi yönünden daha büyük degerlere sahiptir. Eseyler total et verimi yönünden degerlendirildiginde ise 30-34, 50-54, 60-64 mm boy gruplari hariç, istatistiki yönden önemli farkliliklar tespit edilmistir (Tablo 3).
Apolyont Gölü tatlisu istakozlarinda total et verimi açisindan en yüksek degerler %19.7 ile Mayis 2002, en düsük degerler ise %14.52 ile Mart 2003 tarihinde tespit edilmistir. Disi bireylerde de, populasyonun geneline uyarak Mayis 2002’de total et verimi, en yüksek deger olan %19.83, Mart 2003 tarihinde de en düsük deger olan %14.69 belirlenmistir. Erkek tatlisu istakozlari total et verimi açisindan populasyonun geneliyle benzerlik göstermis yalnizca total kiskaç et verimi açisindan en düsük ortalama deger %10.32 ile Ocak 2003 tarihinde tespit edilmistir. Total et veriminin, arastirmanin baslangicindan sonuna kadar ki bu süre tatlisu istakozlarinin disiler için yumurtalarini kuluçkaladiklari, ayni zamanda hem disi hem de erkek bireyler için kis periyodunun sonu olan Nisan ayindan baslayarak beslenme ve metabolik diger faaliyetlerin hizlandigi döneme paralel olarak arttigi gözlenmektedir. Yaz mevsimi sonundan baslayarak çiftlesme ve yumurtlama faaliyetlerinin gerçeklestigi kis periyodunda total et verimi giderek azalan bir deger göstermistir (Tablo 4, Sekil 5).
Erkek ve disi tatlisu istakozlarinin ve toplam et miktarinin (kiskaç ve abdomen) karapaks boyuyla dogru orantili olarak arttigi belirlenmistir (r2= 0.909). Regresyon analizlerinden hesaplanan en yüksek iliski, erkek bireylerde karapaks boyu ile total et verimi arasinda saptanmistir (r2= 0.937). En düsük korelasyon katsayisi ise disi bireylerde karapaks boyu ile kiskaç et verimi arasinda hesaplanmistir (Tablo 5).
Apolyont Gölü tatlisu istakozlarinin boy-agirlik iliskileri, CB-TA, TB-TA, CB-TB yönünden linear regresyon analizi ile logaritmik olarak incelenmistir.
Yapilan arastirmalarda, karapaks boyu ile total boy arasinda pozitif bir iliski tespit edilmis ve genel olarak karapaks boyunun, total boyun yarisina esit oldugu sonucuna varilmistir. Prensip olarak total boyun kullanilmasindan kaynaklanabilecek hatalarin önemli olmamasina ragmen hata payini en aza indirgemek için karapaks boyunun kullanilmasinin gerektigi belirtilmistir (Lindqvist and Louekari, 1975; Fiztzpatrick, 1977; Romaire vd., 1977). Arastirmamizda karapaks boyu-total agirlik iliskisi yaninda, karapaks boyu ile total boyun oransal olarak farkli sonuçlara neden olup olmadigini belirleyebilmek amaciyla karapaks boyu-total boy iliskisi de incelenmistir.
Apolyont Gölü tatlisu istakozlarinda, boy ile agirlik arasinda dogrusal bir iliski bulunmus ve boy-agirlik iliskisi denklemleri disilerde TA= 0.0004 CB2.8386, erkeklerde TA= 0.0002 CB3.0251 ve disi+erkek tüm populasyonda ise TA= 0.0003 CB2.9551 olarak hesaplanmistir. Total boy-total agirlik iliskisi ise disilerde TA= 0.00009 TB2.7061, erkeklerde TA= 0.00002 TB3.1198 ve disi+erkek tüm populasyonda da TA= 0.00004 TB2.93 denklemleri bulunmustur. Regresyon analizleri sonucunda elde edilen degerlere göre; disi bireylerde hem CB-TA, hem de TB-TA iliskisi açisindan negatif allometrik büyüme özelligi, erkek bireylerde ise, CB-TA yönünden izometrik büyüme, TB-TA iliskisi yönünden de pozitif allometrik büyüme özelligi saptanmistir. Populasyonun genelinde ise her iki özellik yönünden de izometrik büyüme özelligi saptanmistir. CB/TB orani disilerde 0.49, erkeklerde 0.51 ve populasyonun tamaminda ise 0.5 olarak hesaplanmistir. Boy ileagirlik arasinda en yüksek korelasyon degerleri TA-TB, TA-CB (r=0.97) arasinda saptanmistir. CB-TB arasindaki iliski yönünden ise en yüksek korelasyon degeri tüm populasyon için 0.98 hesaplanmistir (Tablo 1). Ülkemizde tatlisu istakozlari üzerine farkli tatlisu habitatlarinda yapilan arastirmalarda genellikle farkli regresyon denklemleri ve korelasyon katsayilari elde edilmistir (Tablo 6).
Tatlisu istakozlari üzerinde ülkemizdeki Mogan Gölü (Tüzün, 1987), Seyhan Baraj Gölü (Çevik, 1993), Ayranci Baraj Gölü ( Erdem ve Erdem, 1994), Egirdir Gölü (Bolat, 1996), Iznik Gölü (Erdem vd., 2001), Keban Baraj Gölü (Duman ve Pala, 1998) erkek ve disi bireylerinde ve Sera Gölü (Erkebay, 2004) ile Demirköprü Baraj Gölü (Balik vd., 2005) erkek bireylerinde pozitif allometrik büyüme tespit edilmistir.
Harlioglu (1999) Keban Baraj Gölü ve Bolat (2001) Egirdir Gölünde erkek ve disi bireylerde negatif allometrik büyüme, Köksal vd., (2003) Dikilitas Göleti erkek ve disi bireylerinde ayrica Balik vd., (2005) Demirköprü Baraj Gölü disi bireylerinde izometrik büyüme özelligi tespit etmislerdir.
Ülkemizde dagilim gösteren Astacus leptodactylus’un Karzhali Yapay Gölündeki olgun erkek bireylerinde TA= 0.0244 TB3.0577 (r2= 0.9628), olgun disi bireylerinde ise TA= 0.028 TB2.9507 (r2= 0.9679) olarak hesaplanmistir (Hubenova et al., 2002). Yine Hubenova vd., (2004), Astacus leptodactylus erkek bireylerinde boy-agirlik iliskisini TA= 0.0175 TB 3.2541 (r= 0.9923), disi bireylerde ise TA= 0.0196 TB 3.174 (r= 0.9824) olarak hesaplamislardir. Hogger (1984), Astacus astacus, Astacus leptodactylus, Austropotamobius pallipes, ve Pacifastacus leniusculus tatlisu istakozu türleri arasinda yaptigi karsilastirmali arastirmada, boy artisina karsin agirlik artisinin en fazla P. leniusculus türünde oldugunu belirtmistir. Harlioglu (1996), Pacifastacus leniusculus ve Astacus leptodactylus türü tatlisu istakozlarinin biyolojilerinin karsilastirmali olarak incelendigi arastirmasinda, vücut canli agirligina karsi karapaks boyu arasindaki iliski denklemini, 41-63 mm karapaks boyundaki P. leniusculus erkek bireyleri için LogTA= -3.43731+2.97553 LogCB, 44- 63 mm karapaks boyundaki disi bireyler içinLogTA=-3.30640+2.89509 LogCB, 41-63 mm karapaks boyuna sahip erkek Astacus leptodactylus bireyleri için LogTA= -4.04584+3.25456 LogCB, 41-63 mm karapaks uzunluguna sahip disi A. leptodactylus bireylerinde ise LogTA= -3.14592+2.74399 LogCB olarak hesaplanmistir. Denklemden elde edilen verilere göre A. leptodactylus türünün disi bireylerinde hayat devirleri boyunca isometrik büyüme, P. leniusculus türünün erkek, disi bireylerinde ve A. leptodactylus türünün erkek bireylerinde ise yasamlari boyunca hem allometrik büyüme hem de izometrik büyüme saptanmistir.
Canlilarin gelisme süresinde boyca büyümesine karsin, agirlikça büyüme hizinin hangi oranda olacagi, genetik yapilarinin etkisinin yaninda, besin niteligi ve miktari gibi beslenme olanaklarinin büyük oranda etkilerinin oldugu, bazi ekolojik faktörler tarafindan da belirlenmektedir. Tüm bu etkenler kompleks bir yapi içerisinde, türün genel yapisi içinde kalmak kosuluyla, zamana ve ortama göre, populasyondan populasyona hatta ayni populasyonda bile mevsimden mevsime boy ile agirlik arasindaki iliskide farkli oranlarda degisikliklere neden olabilmektedir. Farkli zamanlarda Keban Baraj Gölünde (Duman ve Pala, 1998; Harlioglu, 1999), Egirdir Gölünde (Bolat 1996 ve 2001) ve Iznik Gölünde (Erdem vd., 2001; Balik vd., 2005) hesaplanan farkli büyüme denklemleri ve özellikleri elde edilmesi belirtilen nedenlerden kaynaklanmaktadir. Bu nedenle boy-agirlik iliskisi için elde edilen regresyon denklemlerinin ve büyüme özelliklerinin, bölgeye ve verilerin elde edildigi dönemlere göre benzer veya farkli olmalari dogal sonuçlardir.
Tatlisu istakozlarinin sahip olduklari et miktari genellikle abdomen eti esas alinarak hesaplanmaktadir. Bu arastirmada kiskaç et agirliklari da hesaba katilarak, abdomen, kiskaç ve toplam et agirligi ortaya çikarilmistir. Apolyont Gölünde, 25.3-70.95 mm karapaks boylarinda ve 5.8-90.6 g total agirliklari bulunan tatlisu istakozlarinin total kiskaç et verimi (TKEV) %3.47, abdomen et verimi (AEV) %12.98 ve total et verimleri de %16.45 olarak hesaplanmistir. Erkek bireyler sahip olduklari %3.92’lik TMEV ile disi bireylerden, Disi bireylerde %14.58’lik AEV ile erkek bireylerden istatistiki yönden farklilik göstermektedir (p<0.05). Vücut bölümlerinde bulunan et oranlarindaki farkliliga ragmen TEV’inde eseyler arasinda farklilik bulunamamistir (Tablo 2). 25-74 mm karapaks boyunda dagilim gösteren tatlisu istakozlarinda en düsük total et verimi %16.04 ile 40-44 mm boy grubunda, en yüksek ise %18.95 ile 70-74 mm boy grubunda hesaplanmistir. Disi bireylerin AEV’leri %13.92-15.79, TKEV’leri ise %2.4-3.38 arasinda degismektedir. Erkek bireylerin AEV’leri %9.68- 13.22, TKEV’leri ise %2.78-9.11 arasinda degisim göstermistir. Erkek bireylerin AEV’leri disilere oranla daha küçük degerlerde bulunmustur. Buna karsilik TMEV’lerinin disilere göre daha büyük degerlerde olmasi ile TEV degerleri eseyler arasinda yakin sonuçlar vermistir. Karapaks boyu ve total agirlik degerleri arasinda farklilik olmayan eseyler arasinda TKEV yönünden 35- 39, 45-49, 50-54 ve 60-64 mm boy gruplarinda, erkek bireyler disi bireylerden daha yüksek degerler göstermistir (p<0.05). AEV yönünden ise 30-34, 35-39, 45-49, 50-54 ve 60-64 mm boy gruplarinda disi bireyler erkek bireylerden daha yüksek ortalamalara sahiptir. TEV açisindan ise 35-39, 45-49 mm boy grubunda disiler 65-69 mm boy grubunda da erkek bireyler yüksek degerler göstermistir (Tablo 3). Aylara göre tatlisu istakozlari et verimleri yönünden incelendiginde total et verimi açisindan en yüksek Mayis (%19.7), en düsük degerler ise Mart ayinda (%14.52) tespit edilmistir. TEV’inde, kis mevsimi sonundan baslayarak artis ve yaz mevsimi sonlarindan itibaren de azalma gözlenmistir. Bu periyot disiler için kuluçka yapilan hem disi hem erkek bireyler için genelde su sicakliklarinin düsüsüne paralel olarak metabolik faaliyetlerin azaldigi kis periyodundan yaz mevsimi sonlarina kadar uzanmaktadir. Aylara göre, eseyler arasinda sadece Nisan 2002’de TMEV yönünden erkek bireyler disi bireylerden yüksek degerler göstermistir. AEV ise Nisan, Eylül, Ekim ve Kasim aylarinda eseyler arasinda farklilik göstermektedir. Bu iki vücut bölümünü et miktarlarinin toplami olan TEV açisindan ise sadece Nisan ve Eylül aylarinda eseyler arasinda istatistiksel açidan farklilik saptanmistir (Tablo 4). Erkek ve disi tatlisu istakozlarinin toplam et agirliginin karapaks boyuyla dogru orantili olarak arttigi belirlenmistir (r2= 0.909). Regresyon denklemlerinden hesaplanan en yüksek iliski, erkeklerde karapaks boyu ile total et miktari arasinda tespit edilmistir (Tablo 5).
Farkli lokalitelerde yasayan Astacus leptodactylus türü tatlisu istakozlari üzerine yapilan çalismalarda, farkli et verimi sonuçlari verilmistir. Goddard (1988), bu türün et verimliliginin %15.45 oldugunu belirtmistir. Köksal (1980), 80-145 mm boya sahip erkek tatlisu istakozlarinda, abdomen et agirliginin 3-12 g (Ortalama 4.25g) ve kiskaç et agirliginin da 0.8- 8.9 (ortalama 2.25 g), 80-132 mm boy uzunlugundaki disi bireylerde ise abdomen et agirliginin 2-12 (Ortalama 4.41 g), kiskaç et agirliginin da 0.63-6 g (Ortalama 1.42 g) arasinda degistigini belirtmistir. Erkek bireylerin kiskaç et agirligi disilere kiyasla daha fazla olmakla birlikte 100 mm’den küçük bireylerde eseyler arasinda hemen hemen farkin olmadigini ifade etmistir. Toplam et miktarinin disi ve erkek bireylerde neredeyse ayni oldugunu sadece 100 mm’den daha büyük erkeklerin disilere oranla daha fazla yenilebilir et oranina sahip olduklarini belirtmistir. Ayni boy gruplari için bu arastirmada abdomen et verimi yönünden sadece Iznik Gölü disi bireylerinin Köksal (1980)’in disi bireyleri ile yakin ortalamaya sahip olduklari diger lokalitelerdeki eseylerin ise daha yüksek degerlere sahip olduklari belirlenmistir. Kiskaç et verimi yönünden ise Apolyont Gölü erkek bireylerinin Köksal’in degerlerinden yüksek oldugu, diger lokalitelerdeki eseylerin ise daha küçük degerlere sahip olduklari tespit edilmistir. Kalma (1998) Besgöz (Konya) Gölünden elde ettigi pazarlanabilir boya sahip 50 birey üzerinde yapmis oldugu arastirmasinda, disi bireylerde yenilebilir toplam et miktari, canli agirligin %19.5’ini, erkeklerde ise %21.3’ünü olusturdugunu bildirmistir. Ayrica total boy-kiskaç uzunlugu, total boy-abdomen uzunlugu ve total boy-karapaks boyu iliskilerinden elde edilen korelasyon degerlerini erkek bireylerde sirasiyla 0.74; 0.85; 0.93, disi bireylerde ise 0.91; 0.5; ve 0.61 olarak hesaplamistir. Boy-et verimi iliskilerinden elde dilen korelasyon katsayilari ise bizim bulgularimizda daha yüksek çikmistir (Tablo 5; Tablo 6). Farkli bölgelerde dagilim gösteren çesitli türler için farkli et verimi oranlari verilmistir. Buna göre ekonomik özelligi bulunan, Astacus leptodactylus %15-23, Cherax quadricarinatus için %22, Pacifastacus leniusculus için %15-25, Procambarus clarkii için %10-26 ve Cherax destructor türü içinde %25 oraninda et verimleri oldugu bildirilmistir (Lee and Wickins, 1992). Egirdir Gölü tatlisu istakozlarinin et verimliligini tespit etmek amaciyla yapilan arastirmada yasal avlanma boyuna kadar (9 cm total boy) % 10-14 civarindaki et verimi, 11 cm total boyun üzerindeki bireylerde %20 ve 14-15 cm’nin üzerindeki boy gruplarinda ise %26-27 degerlerine yükseldigi belirtilmektedir. Buna bagli olarak yasal avlanma boyu olan 9 cm’nin 11 cm’ye çikarilmasi durumunda verimliligin daha da artacagi belirtilmektedir (Yildirim vd., 1997). Keban Baraj Gölü’nde yapilan bir diger çalismada ise yillik ortalama abdomen et verimi disilerde %14.22, erkeklerde %11.18 olarak hesaplanmis ve mevsimsel olarak hem disilerde hem de erkeklerde en düsük degerler kis mevsiminde belirlenmistir. Yillik kiskaç et verimi disilerde %3.31, erkeklerde ise %7.2 olarak saptanmistir (Gürel, 1998). Toplam et verimi (TEV) disi bireylerde %17.49, erkeklerde %18.33 olarak hesaplanmistir. Apolyont Gölü disi tatlisu istakozlarinin AEV’leri Gürel (1998)’in sonuçlariyla benzerlik göstermektedir. Yine Keban Baraj Gölü’nde yapilan bir çalismada disi bireylerin AEV’i %11.7, TMEV’i %3.02 ve TEV’i de %14.72 olarak belirlenmistir. Erkeklerin AEV’i %10.43, TMEV’i %6.24 ve TEV’i ise %16.67 olarak tespit edilmistir. TMEV’i ve TEV’ i yönünden bizim arastirma yaptigimiz lokalitelerle karsilastirildiginda disi bireylerin sahip olduklari degerlerin, Harlioglu (1999)’nun elde ettigi degerlerden yüksektir. AEV’i yönünden ise Apolyont Gölü disi bireylerinin, yüksek degerlere sahip olduklari görülmektedir. Keban Baraj Gölü’nde bu bireyler için regresyon analizlerinden elde edilen korelasyon katsayilarindan hesaplanan en yüksek iliski degeri, erkek bireylerde toplam et verimi ile karapaks boyu arasinda saptanmistir (r2=0.899). Apolyont Gölü’nde, en yüksek korelasyon degeri de TEV-CB arasinda (r2= 0.937) tespit edilmistir. Astacus leptodactylus ve Pacifastacus leniusculus türlerinin et verimlerinin karsilastirildigi bir arastirmada, A. leptodactylus disilerinin kiskaç et verimi %2.59, abdomen et verimi % 11,15 ve total et verimleri de %13.74 olarak belirlenmistir. Ayni türün erkek bireylerinde ise kiskaç et verimi %3.38, abdomen et verimi %8.07 ve total et verimi de %11.45 olarak belirlenmistir. P.leniusculus türünün erkeklerinde kiskaç et verimi %8.16, abdomen et verimi %5.56 ve total et verimi 13.72 olarak belirlenirken disi bireylerde bu oranlar sirasiyla %5.23-5.46-10.69 olarak saptanmistir (Harlioglu ve Holdich, 2001). Sera Gölü disi tatlisu istakozlarinin AEV’leri %13.64, erkek bireylerin ise %11.75 olarak belirlenmistir. Et verimi- boy arasindaki iliski için korelasyon katsayilari erkeklerde 0.824, disilerde ise 0.816 olarak hesaplanmistir (Erkebay, 2004). Kardshali Göleti’nde (Bulgaristan) yasayan A. leptodactylus türü üzerine yapilan bir çalismada, disi bireylerin kiskaç et verimi %1.96-2.69, erkeklerin ise %4.07-6.79 arasinda degismistir. Abdomen et verimleri ise disilerde %8.97-10.23, erkeklerin ise %7.34-8.67 olarak hesaplanmistir. Total et verimi ise, disiler için %11.66-12.18, erkek bireyler için %12.74-14.13 olarak belirtilmistir (Hubenova et al., 2004). Ekonomik yönden önemli tatlisu istakozu türlerinde yapilan arastirmalarda kiskaç et verimi (KEV), abdomen et verimi (AEV) ve total et verimi (TEV) oranlarinda farkli sonuçlar elde edilmistir (Tablo 7).
Ayni veya farkli türlerin, ayni veya farkli bölge ve zamanlarda farkli et verimi degerleri bulunmasi türün, yasadigi habitatin ekolojik faktörlerine, genetik yapisina, yakalandigi zamana ve et veriminin tespitinde farkli yöntemler kullanilmasina bagli olarak degismektedir. Örnegin bazi arastiricilar, et verimini belirlemeden önce tatlisu istakozlarini belirli süreler suda kaynatirken (Lindqvist and Louekari, 1975; Köksal, 1980; Harlioglu, 1996; Gürel 1998, Erkebay, 2004), bazilari da dogrudan ölçüm islemini gerçeklestirmislerdir (Rhodes and Holdich, 1984; Gu et al., 1994). Haslama sonrasi et verimliliginin çig et verimliligine oranla %1-3 daha fazla oldugu belirtilmistir (Yildirim vd., 1997).
Sonuç
Sürdürülebilir verimlilik almak açisindan, göllerdeki populasyon büyüklüklerinin tahmin edilmesi, av stratejilerinin belirlenmesi açisindan büyük önem tasimaktadir. Bu nedenle acilen göllerdeki tatlisu istakozu stoklarinin miktar yönünden tahminine yönelik arastirmalar yapilmasi gerekmektedir.
Dogal ortamlarinda %10 gibi düsük bir yasama oranina sahip olan yavru tatlisu istakozlarinin, kontrollü ortamlarda 3.5-4 cm boya %60-70 yasam oranlari ile ulasabildikleri belirtilmektedir. Bu nedenle, göllerde mevcut bulunan yumurtali kerevitlerden kontrollü ortamlarda saglikli yavru elde edilip, dogal stoklar çok daha yüksek sayida yavru ile desteklenebilir. Ayni zamanda bu göllerden elde edilen yavru kerevitler, kerevit olmayan uygun alanlara asilanmak suretiyle yeni stoklar da olusturulabilir. 1985 yilina kadar üretim miktariyla Dünya tatlisu istakozu piyasasinin %70’e yakinini elinde bulunduran ülkemizin su andaki durumu hiç de iç açici görülmemektedir. Yapilan çalismalardan, mevcut su kaynaklarimizdaki populasyonlarin toparlanma asamasinda olduklari, ancak yine de bilimsel yöntemler kullanilarak koruma ve gelistirme stratejilerinin belirlenmesinin zorunlu oldugu kaçinilmazdir. Bu dogrultuda yapilan planlamalarin, ortamda bulunan populasyonlarin biyo-ekolojik özelliklerinin bilinmesi, çevre faktörleriyle etkilesimlerinin incelenmesinden sonra yapilmasi gerekmektedir.